17.9.10

dene-n-me yazısı

TDK:
rencide :
İncinmiş, kalbi kırılmış.

Neden, kim kırmış?

Ne bileyim, şu anda hiçbir şey sorma.

İnci gibi kalbimden beynime giden hat kopmuş, haberleşeme parazit olmuş!
 Gel-gitlerdeyim şu an…. “Git-gel” değil, “gel-git” anladın mı? Çok zıt.
 Kim bilir, kurulmuş bir sarkaçtır belki de gidip-gelmeler…
Paça altından tırmanan buğday başağının aynı yerden çıkarılması mümkün mü?
Git-geller de öyle. Gidip dönmelerin engelleri yüksek olur.

 Büyük incinişlerde yüksek engeller! Yani şu an. Gel-git.

Hani var ya? 
Ne kadar yükseğe kaldırılırsanız, yere doğru atıldığınızda o kadar incinirsiniz. Fizik yasasının, ruh yasasına katkısı.…


Ne olur, çok sorma ve incinişe aitlerimden parça koparma!

Cevap veremem şu anda ve dahi şu anda….
Yani hiçbir anda ve hiçbir zamanda...


 Çok sevilmeyeceksin, çok yüksekten bırakılırsan bir gün, incinirsin diye uyarmıştı deli şair. 
O'nun hissedemeyişi kızgınlığındandır, yüksekten usulca, yere doğru gidişinizin sıcaklığını . Ama kayacaksınız, incineceksiniz, belki de kırılacak...

Bir milim yol almışsanız bile, bir ağırlığınız vardır ivme yasasına göre... O’nun yüreğinden yer çekimine doğru istikamettesiniz artık. Tutamazsınız o kımıldanışın ağırlığını, zaptedemezsiniz, atmosfere itildiniz. Yer kucak açtı size. Her dönüşü olmayan gidişlerde kucak açması gibi.
İlla ki yere çakılmalı bir kez insan. Ne kadar ağırsanız O'nun gönlünde, o kadar hızlı çakılırsınız yere.
İncinmelisiniz sonuçta cansınız. Sizin taşıdığınız O'nun canı.
Çok sevmeye devam edeceksiniz, zararı yok, çekim yasası, yer-toprak doğası sevginize onarılma hakkı tanımıştır, kullanır kullanımaz O bilir. Ama bu hak size açılan bir kapıdır.
 Her yanınız et ve kemik parçasından ibaret olsa, birkaç pansumanla birkaç zaman üstesinden gelebilirsiniz incinişlerin. 
Gelgör ki, incinişler başka türlü kanar!




Çok incindim!
En iddialı,
en sağlam,
en tavizsiz,
en emek verdiğiniz,

biraz ansızın gibi,
öyle olmasa da, seyrinizin rotası belliyken doğrultunuzun, bükülme hali ve en sev-il-diğiniz tarafından!!!

Yok canım, çok yükseğe çık-artıl-mayın demiyorum, incinişe karşı hazır bir refleksiniz olsun, yani paraşütünüz….
Türk Dil Kurumuna bıyık altından (o da yok burnumda ama olsun, öyle say) bir gülümseme fırlatabilirim belki şu yoklukta. “rencide” . adeta ince-hassas bir akort gibi geldi bu pozisyona bu sözcük, rencide.
TDK nedenler niçinler üzerinde durmuyormuş duyduğuma göre.
Durmazsa durmasın!
Umrumdaydı sanki!
Şu anda, yani şu anda umrumda rencideden başka kontenjan kalmamış ki. Sınavsız sorgusuz, tek başına…

En iddialı saydığınız “kişilik-kimlik omurganızın” ortasına ardı ardına tekme yediğiniz oldu mu hiç? En iddialı, yani en sağlam, yani en tavizsiz, yani en emek verdiğiniz,
yani biraz ansızın gibi, öyle olmasa da, seyrinizin rotası belliyken doğrultunuzun, bükülme hali ve en sev-il-diğiniz tarafından!!!
Yok canım, çok yükseğe çık-artıl-mayın demiyorum, rencideye karşı hazır bir refleksiniz olsun diyorum, yani paraşüt gibi bir şey….